Kaygı ya da stres, adına ne derseniz deyin sınavların baş belalarıdır. Aşırı stres beynin ön bölümündeki gri bölgede salgıladığı hormonlarla soruları yanlış okuma, soru kökünü görememe, dikkat eksikliği, dalgınlık ve korku gibi faktörlere sebebiyet verebiliyor. Stresin kararında olması çok önemlidir keza fazlasının hiç bir işe yaramadığı ve hastalıklarında ondan ortaya çıktığı bilinen bir gerçektir.

Bazı öğrencilerin yapılan denemelerde ve sınavlarda çok başarılı olduğu ama asıl sınava girdiğinde kendinden hiç beklenmeyecek bir performans sergilediği görülür. Burada devreye kaygı faktörü girmektedir. Fazla kaygının başarıyı engellediği artık bilinen bir gerçektir. Sınav vakti geldiğinde normal olarak kalp atışlarımızda bir artış ve hızlanma hissedilebilir. Bu normal bir şeydir. Bu noktada iyi bir nefes alıp verme egzersizi ile kendinizi gevşetmeye çalışın. Unutmayın! Oksijen vücuda ve beyne en yararlı olan ihtiyaçtır.

Sınava girerken kafanızdan “ya olmazsa, yapamayacağım, kötü geçerse biterimi aileme ne derim” gibi negatif düşünceleri atıp yerine pozitif düşünceler koymalısınız. Sonuçta bunun bir sınav olduğunu ve sağlığınız olduğu sürece çok kez daha girebileceğinizi unutmayın.

Çok ders çalışmak değil de verimli ders çalışma yöntemini deneyin. Bazen öğrencilerin “bin soru çözdüm” gibi sözlerle kendilerine ‘iyi ders çalışıyor’ dedirtmek istediklerini görürüz. Önemli olan bin ya da 2 bin soru çözmek değil nitelikli soru çözmektir. Yani önemli olan bir ders ya da konuya 2 saat çalışmak değil o konuyu anlamak, kafaya yerleştirmektir.

Aynı zamanda ve mekanda aynı dersi alıp, aynı sınava giren insanlarda tabi ki kişisel alt yapı ve anlama düzeyi belirleyici oluyor ama bu kişileri ayıran en önemli faktörlerden biri de sınav stresidir. Sınavda kendisini sakin tutan kazanmaya o derece yakındır.